Sosyal Medya ve Tüketim

Sosyal medya platformlarında içerik tüketimi had safhada. Cehehenneme kadar (doom scroll) kaydırarak içerik tüketiliyor ve aslında bana sorarsanız bu tüketilen içeriğin çoğu işe yaramaz, çöp içerikler. Modern dünya bizi bu içerikleri tüketmeye zorlasa da aslında bu durum daha 10-15 yıl önceye kadar böyle değildi.

İnternetin bu kadar gelişmesi, bant genişliklerinin artması ve artık içeriğin telefonlarımıza girmesi bunun nedenleri arasında. Belki de artık ben de yaşlanıyorum. E-posta listelerine, IRC kanallarına, 56K (bakınız kilo-bit, çok yavaş) modem ile Linux kullandığımız günleri özlüyorum, internet kafelerin hala varlığını anımsıyorum.

Benden önceki nesil de C64'leri ile demoscene partilerinde geçirdikleri zamanları, internetin olmadığı dünyada BBS kullanımını hatırlıyor ve ona özlem duyuyor. Hepimiz geçmişi, belki de büyüme zamanlarımızı özlüyoruz ancak burada bahsettiğim böyle bir özlem değil. Bant genişliklerinin artması ve ceplerimize girmesi ile gelen modern çöplük.

Ben bu çöplükten Ajan Smith'in Matrix'ten nefret ettiği sahne gibi huzursuzlanıyorum çünkü bu çöplük kokuyor. Hem de fena halde.

Belki çıkış yolunu günlük tutarak buldum. Twitter yazma limitini arttırdığından beri düşünceler orada daha çok birikmeye başladı ve o düşünceler kaybolmaya mahkum. Bunun gibi statik sayfalarda ise böyle bir durum yok. Sonuçta verba volant, scripta manent.

10 yıldır web sayfamı güncellememiştim, bu sayfa ile beraber ona da vakit bulabildim. Teknik yazılar ile beraber bu şekilde pek de formu olmayan, düşüncelerin aktığı bir mecra gerçekten ihtiyacım olan bir şeymiş. Bu yazıların kaybolmaması için kağıda yazdırdığımı da belirteyim. Siz de kolay bir şekilde yazdırabilirsiniz. Tasarım tercihinin asıl olarak buradan şekillendiğini bilmiyordunuz muhtemelen. Hangi tema daha güzel PDF olarak görünüyor şeklinde düşünerek kararımı verdim.

Yapabilen herkesi günlük tutmaya davet ediyorum. Artık sosyal medyada düşüncelerimizi paylaşmak yerine olması gerekene dönmemiz herkes açısından sağlıklı olacak. Çünkü düşüncelerimizin kalıcı olmaya ihtiyacı var.